ADR Belgesi Kaç Para?
Kayseri’nin sıcak bir yaz günüydü. Havada, kışın henüz tükenmeyen umutlarının kokusu vardı. Beni hep rahatsız eden bir his vardı o günlerde; bir şeyler eksikti, bir yerlere yetişmeye çalışıyordum ama neyin eksik olduğunu tam olarak bilemiyordum. İşe başlamak istiyordum ama bazen sadece bir belgeyle, bir imzayla hayat değişiyordu. Bir işin ne kadar ciddi olduğunu ve kimlerin o işi yapıp yapamayacağını belirleyen bir şey vardı: ADR belgesi. Ama işte, o belgenin fiyatı, o kadar fazla kafamı karıştırmıştı ki, bir yanda umut, bir yanda hayal kırıklığı içinde kaybolmuştum.
Hayal ve Gerçek Arasında
O sabah, uykusuz bir gece sonrası, sabah işe gitmeye hazırlanırken cep telefonuma gelen mesaj dikkatimi çekti. “ADR belgesi için ücret 2.500 TL. Üzerinde düşünmek istersen haber ver.” Bu kadar para, aslında benim için çok büyük bir rakam değildi. Hatta bir çoğumuz için büyük bir rakam olsa da, o an, başka bir açıdan bakınca, bana hiç de ulaşılmaz gibi gelmedi. Bu belge, ne iş yapacağımı belirleyen bir anahtardı ve her şey, o belgenin elime geçip geçmemesine bağlıydı. Ama işte, hayat bazen öyle tuhaf bir şekilde karşına çıkar ki, aldığın kararlarla yön verirken, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilememek, seni çıkmaz sokağa sokar.
Geçen hafta iş görüşmesinde, işlerimin devamı için o ADR belgesini almış olmam gerektiğini söylediler. O anda içimde bir heyecan, bir tutku vardı. Bir şeyler değişiyordu ve ben her zaman o değişimin bir parçası olmak istemiştim. Ancak, cebimde ne kadar para olduğuna baktığımda, o belgenin ne kadar değerli olduğu birden kayboldu. “2.500 TL,” diye tekrar okudum mesajı. İçimden bir şeyler küt küt atıyordu. Yani, ben bu parayı bulup o belgeyi alabilecek miydim? O belgeyi almak, bir kapıyı aralamak gibiydi ama bu kapıdan geçmek için gereken parayı bir araya getirmek, bir hayli zordu.
İçimdeki Çatışma: Hayal Kırıklığı ve Umut
Ah, Kayseri’nin o kalabalık sokakları! O kadar büyük bir umutla başlamıştım ki, bu yeni döneme. Ama o an, tam da bu ADR belgesinin fiyatını gördüğümde, hayal kırıklığı içinde kaybolmuştum. O kadar çok şey birikmişti ki, birinin işini yapabilmesi için gereken bu tür belgelere sahip olması gerektiğini bilmek, beni acı bir şekilde yüzleştiriyordu. İçimden geçirdiğim düşünceleri fark ediyorum: “Ben ne kadar para kazanabilirim ki? Ne kadar birikimim var? Ne kadar param var ki bir ADR belgesi alacak kadar?”
İçimde bir yanda cesaret, bir yanda hayal kırıklığı vardı. Evet, bu kadar parayı bulabilirim belki. Ama ya başka masraflarım varsa, ya da o kadar parayı bir araya getiremezsem? “Hadi ama, neden bu kadar değerli bir şey bu kadar pahalı olmalı?” diye sormadan edemiyorum. Yavaşça cebimi yokluyorum, hesapları karıştırıyorum ve gözlerim, aldığım o mesajdaki fiyatın yarısını bulmayı bile umursamadan, hesaplayamadığım kadar fazla harcama ile karşı karşıya kalıyor.
Bir yanda hayal kırıklığı, diğer yanda büyük bir umut. “Hala bir yolum var,” diyorum kendi kendime. Belki de bu, sadece bir anlık bir derttir ve çözülür. Bu kadar parayı bir araya getirmek zor olsa da, bir şeyler değişebilirdi. Bu belgenin bana getireceği fırsatlar, her şeyin başıydı. Ben, bu fırsatları gözden kaçırmak istemiyordum.
O An ve Yeni Bir Başlangıç
O gün, kaybolmuş gibi hissediyordum. Ama bir yandan da o kadar güçlüydüm ki. O kadar basit bir belgenin, bir paranın, hayatımı nasıl değiştirebileceğini düşünmek bile bir yenilikti. Cebimdeki parayı, birikimlerimi ve umutlarımı sırasıyla gözden geçirdim. Her şeyin, belki de bu kadar anlamlı olmasının, biraz da bana bağlı olduğunu fark ettim.
Gün sonunda, belki o belgenin fiyatı biraz daha düşebilir diye düşündüm, belki bir başka yol bulabilirim. Ama bir şey biliyorum ki, her şeyin parayla ölçülemeyecek kadar değerli olduğu anlar da vardı. Bir belge almak, bir işin kapılarını açmak için harcadığım bu paranın, bir gün bana başka şekilde geri döneceğine inanıyorum.
Ve o gün, işte o kadar büyük bir hayal kırıklığı ve umut karışımı hislerle evime dönerken, “ADR belgesi kaç para?” sorusunun cevabını bulmam, aslında başka bir şeyin başlangıcı oldu. Hayat her zaman ne kadar zorlayıcı olsa da, bir yolda yürümek, her zaman o yolu bir şekilde geçebilmek demekti. Hem de paranın ötesinde.